24 Kasım 2014 Pazartesi

For the Sake of Dulcinea

Merhaba! Uzun, upuzun bir aradan sonra tekrar yazmaya karar verdim. Yazmadığım süre boyunca yine o kadar çok manga okudum ki artık okuyacak shoujo manga bulmakta zorluk çektiğimi dile getirebilirim.


Gelelim yazımızın konusuna... For the Sake of Dulcinea yine bir Hwang Mi Ri manhwası, yani yine bir drama, yine bir trajedi. Bir mangaka nasıl bu kadar üretken nasıl bu kadar romantik ve aynı zamanda da trajik hikayeler yazan bir insan olabilir aklım almıyor gerçekten. Hayran hayran takip ettiğim bir kişilik.

Manhwa 2009 yılında yayınlanmış, 6 cilt ve 24 bölümden oluşuyor. O kadar hızlı bitiyor ki nasıl bittiğini zaten göz yaşlarınızdan pek anlayamıyorsunuz. Hıçkıra hıçkıra ağlatan sayfaları olan bir manhwa, peçetelerinizi hazır bulundurun efenim.


Yine kısaca özetini verecek olursam; başrol karakterimiz Shin Soon-Ae'nin herkesin mükemmel dediği bir sevgilisi vardır. Fakat Shin Soon-Ae, erkek arkadaşını sevmiyordur. Bir gün evlerinde oda kiralayan bir çocukla tanışır ve ondan etkilenir. Giderek ondan hoşlanmaya başlar ve her şey sarpa sarar.


Hikayesi -özellikle de sonu- bana Kelebek Etkisi filmini hatırlattı. Gerçekten herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm çok güzel ve farklı bir hikaye. Yine de sonu o kadar üzücü ki, sırf bu yüzden hiç beğenmedim diyesim geliyor.


Bu arada manhwanın adındaki Dulcinea, Don Kişot kitabında geçen Don Kişot'un aşık olduğu hayali kadının adı.


Yahu çok merak ediyorum bu mangalarda/manhwalarda kızların saçlarını çok mu düşünerek yapıyorlar? Gerçekten bu anlamsız saç şekillerini bir tek ben mi beğenmiyorum, o da ayrı bir merak konusu tabii ki.


Manhwayı okumak için maalesef İngilizce bilmek şart. Mangafoxtan okumak için buraya mangareaderdan okumak içinse şuraya tık tık.

Umarım siz de benim kadar beğenirsiniz.
İyi okumalar!



30 Mayıs 2014 Cuma

The Ways of the Jogang Jicheo



Uzun bir aradan sonra iki yazı bir arada olsun ve yine bir mahnwayla devam edeyim dedim ki bu mahnwayı daha dün gece bitirdim. Hazır tazeyken hemen yazayım diyorum.


Bu da Big Sister VS Big Brother'ın mangakası Han Yu-rang'ın mahnwalarından biri. Çizimler, hikaye kurgusu vs. her şey mükemmel lakin ben başrol erkek karaktere uyuz oldum. Zaten mahnwa hakkında 1-2 tane forum konusu okursanız herkesin benimle hemfikir olduğunu görürsünüz.

Hemen kısaca konusuna göz atalım. Başrol kızçemiz kasabalı Kim Seon Nyeo, babası tarafından Seul'de yaşayan zengin bir ailenin oğluyla nişanlanmaya zorlanır. Seul'deki zengin ailenin oğlu Cha Eun Hyeok da aynı şekilde bu nişan için zorlanır. Seon Nyeo apar topar Seul'e nişanlısının evine gelip yerleşir ve nişanlısı Eun Hyeok'la aynı okul ve aynı sınıfta öğrenime başlar. Eun Hyeok bu nişanı istemediği için en yakın arkadaşından nişanlısını kendisinden uzaklaştırmasını ister. Bu en yakın arkadaş dışında olaya dahil olan 2 bayan karakter de nişanı bozmaya çalışacaktır. Olaylar gelişir.


Mahnwayı okurken Eun Hyeok'a  sinir olmamak elde değil, kesinlikle Seon Nyeo gibi bir hatunu da hak ettiğini düşünmüyorum. Kızcağız çocuğa verdiği her sözü, başına ne gelirse gelsin tutarken; Eun Hyeok hiç bir sözü tutmadığı gibi bir de kıza atar yapıyor sürekli. Aslında tam Türk erkeği kafası biraz da tanıdık geldiğinden sinirlendim sanırım. Bazı sayfaları okurken "at kız tekme, benim için de at" moduna girmedim değil. 

Seon Nyeo gerçek olsa, oğluma alırdım net. Hoş, oğlum da yok ama neyin havasına girdiysem artık.


Bence Han Yu-rang biz sinir olalım, okurken saçımızı başımızı yolalım diye abuk subuk başrol karakterler çıkarıyor. Bana artık öyle gelmeye başladı. Ama yine olsa yine okurum. En azından sonu güzeldi.

Sonu güzeldi diyorum ama mangakanın açıklamayı unuttuğu iki şey var; birincisi Eun Hyeok'un annesi nasıl o hale geldi, ikincisi de Seon Nyeo neden çocukluk anılarını hatırlamıyor... O yüzden sonu biraz eksik kalmış gibi geldi ama yine de güzel ve mutlu bir sonla bittiği için okunabilir bir mahnwaydı.

12 cilt, 53 bölümden oluşan mahnwanın Türkçesi büyük ihtimalle yoktur diye hiç bakmadım bile; İngilizce olarak mangafoxtan okumak için buraya mangareaderdan okumak içinse buraya tıklayabilirsiniz.

İyi okumalar!

Big Sister VS Big Brother


Merhaba!
Blogu uzun süredir ihmal ettiğimin farkındayım fakat hayatımda değişen bir kaç şeyden ötürü böyle olmak zorundaydı. Her neyse, dönüş yaptığıma göre size yeni shoujo mangalar/mahnwalar tanıtayım diyorum.


Aslında Ikeyamada Go'nun başka bir mangasını daha mı yazsam diye düşünüyordum ki mangakadan size gına getiririm diye korktuğumdan bu mahnwadan bahsedeyim dedim, yani Big Sister VS Big Brother'dan. Big Sister VS Big Brother konusu çok akıcı ya da çok ilgi çekici bir mahnwa değil ne yazık ki ama yine de boş zamanlarınızda okuyabileceğiniz bir mahnwa.

Mahnwaları okumayı ayrı bir seviyorum çünkü aynı Güney Kore dizileri gibi romantizmi çok güzel işliyorlar, mangalarla karşılaştırırsak romantizm iki kat daha fazla denebilir. Çizimler ise mangalara göre biraz daha değişik; karakterler daha uzun boylu, daha keskin yüz hatları ve daha küçük gözler göreceksiniz. Yani biraz şirinlikten arındırılmış gibi karakter çizimleri var, manga karakterlerinin şirinliği, mahnwa karakterlerinde olmasa da hala çok güzel ve yakışıklı oldukları apaçık ortada zaten benim söylememe gerek var mı bilmiyorum.

Ayrıca sizlere bir not, mangakaların hikaye dışı yazdıkları şeyler gerçekten çok komik oluyor. Hem mangaka hakkında bir şeyler öğreniyorsunuz hem de gülmekten kırılıyorsunuz. Eskiden okumaz ve dikkat etmezdim. Artık dikkat ediyorum, eğer saat çok geç olmamış ve manganın bölümünü bitirip uykuya dalmam gerekmiyorsa mutlaka okuyorum. Bir çok mangakada kendimden bir şeyler buluyorum, hoşuma gidiyor. Mesela He Was Cool diye bir manga okumuştum bir kaç hafta önce, mangakası Kim Jae-eun benim beyin ikizim gibi bir şey çıktı; yaşadığı unutkanlık anılarını paylaşmış okurken sürekli "aaa aynı ben" tepkisini verdim. Böyle şeyler olabiliyor.


Tekrar konumuza geri dönecek olursak, Han Yu-rang'ın bu mahnwası 2009 yılında yayınlanmaya başlamış. Toplamda 6 cilt, 25 bölümden oluşan bu mahnwanın konusu yine benim sevdiğim gibi okulda geçiyor. (Zaten manga/mahnwa araması yaparken school life kategorisini de seçiyorum, bu yüzden okuduğum bir çok manga bu kategoriden oluyor.) Başrol kızımız Suri herkes tarafından güçlü ve çalışkan olarak bilinmektedir. Tek derdi ise hoşlandığı Jae-Sung sunbaesinin karşısında gülüşünün korkunç bir hal almasıdır. Bir gün yakışıklı ama kaba bir çocukla karşılaşır çocuğu tam dövmek üzereyken, çocuk ortadan kaybolur. Suri'nin okulun çetesindeki kardeşi okula yeni gelen bir çocuk tarafından dövülür. Yeni gelen çocuğun korktuğu tek kişiyse abisi Kang yu, yani Suri'nin daha önce dövmek üzere olduğu çocuktur...


Aslında başrol erkek karakterin, diğer okulda geçen mahnwalara baktığımızda jjang dedikleri okul çetesindeki serseri tiplerden olmayışıyla diğer mahnwalardan biraz farklı olduğunu söyleyebiliriz. Belki de bu yüzden bana çok da ilgi çekici bir mahnwa olarak gelmedi, bilmiyorum.

Henüz tamamlanmamış mahnwa okumayı sevmiyorsanız başlamamanızı öneririm çünkü şu an sadece çevrilmiş 25 bölümü bulunuyor. Ve inanın o kadar çok merak ettiğim, eksik kalmış şeyler var ki sabırsızlıkla bekliyorum resmen. Yine de ben okurum diyorsanız mangafox ya da mangareaderda bulabilirsiniz.

İyi okumalar!



14 Şubat 2014 Cuma

Kamisama Hajimemashita

Bu aralar bloga fazla zaman ayıramıyorum. Açıkçası bir çok kez denedim fakat içimden gelmedi, yazmaya üşeniyorum.
Tabii ki bu yazmadığım süreç içerisinde listemdeki bir çok anime ve mangayı da bitirdim. Artık istediğim tarzda shoujo manga ve anime bulmakta güçlük çekiyorum diyebilirim. Sizin önerileriniz var mı?


Bugün kısaca favori karakterlerimden birisinin içinde olduğu Kamisama Hajimemashita'dan bahsedeceğim.
Kamisama Hajimemashita, Kamisama Kiss, The God Has Come isimleriyle de bilinen bu seri; 2008 yılında Julietta Suzuki'nin çizimleriyle mangayla başladığı serüvenine, 2012 yılında anime adaptasyonuyla devam etmiş.


Konusuna kısaca değinecek olursak başrol kızımız Nanami, babasının yüklü bir kumar borcunu ardında bırakıp kaçmasının ardından evinden tahliye edilir. Bankta oturup düşünürken Mikage adında köpeklerden korkan garip bir adamla tanışır ve adamı küçük bir köpekten kurtardıktan sonra ona hikayesini anlatır. Mikage de ona teşekkür etmek için evini verir, Nanami de evsiz kaldığı için kabul eder. Mikage'nin evine vardığında şok geçirir çünkü Mikage'nin ev dediği yer aslında bir tapınaktır! İki tapınak muhafızı ve Mikage'nin hizmetçisi Tomoe'yle tanıştıktan sonra eskiden Mikage'nin o bölgenin tanrısı olduğunu ve artık onun yerine kendisinin geçtiğini öğrenir. Ve olaylar gelişir.


Mangasının şu anda 18 cilt, 107 bölümü bulunmakta fakat halen devam ediyor. Açıkçası bu yazıyı daha önce yazmak istemiştim ancak henüz mangasının İngilizce çevirisinin yayınlanmış son bölümüne kadar okumadığım için yazamamıştım. Yoksa içerisinde hem bir yokai hem de oldukça yakışıklı bir karakter içeren bu seri tabii ki de favorilerimden biri ve ilk yazılarımdan olsun isterdim açıkçası.


Animesi ise 13 bölümden oluşuyor. Forumlarda "2014'te yeni sezonu gelebilir, neden olmasın" tarzı yorumlar görmüştüm umarım gelir. İlk animesini izleyip mangada devamını okumuş olan birisi olarak kesinlikle 2. sezonu hakettiğini düşünüyorum. Bir de eğer animeyi, mangadan önce izlediyseniz bir çok merak edilen şey kalıyor. Özellikle de Nanami'nin geçmişe gittiği kısımlar oldukça kafa karıştırıcıydı. Sırf zaten bu kafa karışıklığımdan inat edip sonuna kadar mangayı da okudum ve nedenini öğrendim. Manga okumayı sevmeyen ya da İngilizce bilmeyenler için kesinlikle anime adaptasyonu lazım. Bir de benim gibi Tomoe hayranlarına daha fazla Tomoe gerekiyor... Umarım yaparlar. Zaten Ağustos 2013'te yayınlanan iki OVA da ikinci sezon geliyor diye bas bas bağırıyordu.

Yani kısaca Kamisama Hajimemashita, hem hikayesiyle hem de karakterleriyle, sıcaklığıyla favorilerimde yerini aldı. Julietta Suzuki'nin diğer mangalarına da sıra gelirse okumak istiyorum.

Eğer animesini izlemek isterseniz buraya, mangasını Türkçe okumak isterseniz buraya İngilizce okumak isterseniz de şuraya tıklayabilirsiniz. Yalnız uyarmam gerekiyor; Tomoe benim! Şaka tabii ki, uyarmak istediğim konu şu ki Türkçe'sinde bütün bölümleri bulunmuyor. Sadece 1.bölümü ve animenin bittiği yerden itibaren 3 bölümüyle toplamda sadece 4 bölümüne ulaşabilirsiniz. 


Sizce uzun saçlı Tomoe mi yoksa kısa saçlı Tomoe mi daha yakışıklı?









NOT: Şu an neden yazı yazamadığımı anladım. Sevgilim sürekli Facebook'tan taciz eder gibi yazdığı için olsa gerek bu yazıyı abartmıyorum 3 saatte ancak yazabildim! Buradan ilgili kişiye sesleniyorum, bir rahat ver da.







Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun!


Sevginin olmadığı bir dünyayı hayal edebiliyor musunuz?




8 Ocak 2014 Çarşamba

Suki Desu Suzuki-kun


Suki Desu Suzuki-kun ya da bilinen başka bir adıyla The Lovin "S", neredeyse tüm serilerine bayıldığım Ikeyamada Go'nun 2008'de yayınlanıp 2012'de sona eren bir mangası. 

Seri tam olarak 18 ciltten oluşuyor, fakat internette İngilizce olarak çevirileri halen devam etmekte olduğundan sadece 11. cilde kadar ulaşmanız mümkün. 
İlki 12 dakika, ikincisi 17 dakika olmak üzere 2 bölümcük kısa bir OVA'ına da hem İngilizce hem de Türkçe altyazılı olarak ulaşabilirsiniz.


Manga 2 ayrı bölümden oluşuyor. İlk bölümde karakterlerin ortaokulda tanışmaları ve geçirdikleri zaman aktarılırken, ikinci bölümde 17 yaşındaki halleriyle hikayeye devam ediyoruz. 13 yaşında Sayaka, Hikaru, Chihiro ve Shinobu aynı ortaokula başlarlar. Sayaka ve Hikaru tanışır tanışmaz birbirlerine karşı bir şeyler hissetmeye başlarlar. Hikaru'nun çocukluk arkadaşı Chihiro ise Hikaru'ya karşı olan hislerini gizlemekteyken Shinobu da Chihiro'ya aşık olur. Ve olaylar gelişir...


Ikeyamada Go'nun mangalarındaki çizimleri çok beğendiğimi söylemiş miydim? Eğer mangalarına göz atma şansınız olduysa neredeyse hepsinde birbirine benzer karakterler olduğunu fark etmişsinizdir. Yalnız karakterler birbirlerine her ne kadar benzeseler de mangalarının hikayeleri birbirlerinden bir o kadar farklı oluyor ve sizi resmen hikayenin içine çekip hapsediyor. Suki desu Suzuki-kun da benim için öyle bir manga oldu, çevirilmiş bütün bölümlerini bir çırpıda bitirdim. Arada bir yeni bölümünün çıktığı hakkında mail geliyor, nasıl seviniyorum anlatamam. Seride öyle aşık olduğum, ölüp bittiğim (mesela Miketsukami Soushi'ye ölüp bitiyorum) bir karakter yok ama hikayesine bayılıyorum. 


Serideki kızlara hikayenin gidişatına göre genelde davranışlarından ötürü sinir oldum diyebilirim, hele ki Chihiro tam bir gerizekalı bence. Sayaka'ya ara ara sinir olsam da sevdiğim bir karakter, hele ki rol yaptığı yerleri okurken bir heyecan geliyor bana (: 


Manganın erkekleri de birbirinden yakışıklı ve sevimli ki Hikaru, tek başına hikayenin komedi kısmını oluşturan karakter.

Bu mangayı mutlaka okumalısınız, tabii benim gibi bölüm beklemekten sıkılan birisiyseniz önce bitmesini beklemeniz gerekecek ne yazık ki. Hayır ben bekleyemem derseniz de mangareader ve mangafoxta çevirilmiş bütün bölümleri İngilizce olarak mevcut, Türkçe olarak maalesef bulamadım. OVA olarak ise türkanimeden ulaşabilir, serinin neye benzediği hakkında bir fikir edinebilirsiniz.

İyi okumalar!


3 Ocak 2014 Cuma

Bihada Ichizoku


Her bölümü 9'ar dakikadan oluşan bu 12 bölümlük kısacık anime, 2008 yapımı. 
Konusundan kısaca bahsetmek gerekirse, World Beautiful Skin Competion (WBC) yani Türkçesiyle Dünya Güzel Cilt Yarışması her yıl düzenlenmekte ve Bihada ailesi kadınları 300 yıldır bu yarışmada birinci olmaktadır. 1998 yılında da yarışmayı yine Bihada ailesi kazanır fakat bu yarışma ailenin sonunu getirecektir.


Sanırım kısa olduğu için hikayesi biraz fazla üstünkörü işlenmiş bir animeydi. Benim için vasatın biraz üzerinde diyebileceğim bir konusu vardı. Bana hitap etmedi, çizimleri olsun konusu olsun çok kötü değil ama yine de kötü, başka bir deyişle ehveni şer. Lakin animenin bütün bölümlerini izlemek 2 saatinizi almayacağı için bir şans vermenizi tavsiye ederim. Olur da hoşunuza giderse ne ala (:


Anime kısa olduğu için ve pek hoşuma gitmediği için söyleyecek çok fazla bir şeyim yok maalesef. 


Eğer Google'a Bihada Ichizoku yazıp şöyle bir bakınırsanız aynı isimde bir kozmetik firması olduğunu görüp şaşırabilirsiniz ya da şaşırmayabilirsiniz, bilmiyorum ama ben şaşırdım. Üstelik ürünlerinden de oldukça memnunlar.

Animeye geri dönecek olursak, Türkanimede Türkçe altyazılı olarak bütün bölümlerine ulaşabilirsiniz.

İyi seyirler!

1 Ocak 2014 Çarşamba

Inu x Boku SS


Inu x Boku SS ya da diğer adıyla Youko x Boku önce animesiyle daha sonra da mangasıyla gönlümde taht kurdu. Nedeni tabii ki de Miketsukami Soushi, sormaya gerek bile yok. 

Cocoa Fujiwara'nın (adı da çok hoş yalnız Cocoa) 2009'da yayınlanmaya başlayan mangası, 2012'de anime olarak karşımıza çıktı. İyi ki de çıktı, ne iyi oldu. Yoksa ben keşfedemeyecektim.


Konusu ise Ayakashikan adındaki güvenliği yüksek bir apartmanda yaşayan yokailer; yani bir tür şeytani yaratık ruhu taşıyan insanlar ve onların korumaları etrafında geçiyor. Başrol kızımız Ririchiyo Shirakiin de bir yokaidir ve yeni evi olan Ayakashikan'a biraz huzur bulmak için taşınır. Hiç hesapta yokken kendisine bir koruma -Miketsukami Soushi- ayarlandığını öğreniyor ve olaylar gelişiyor. 


Şu ana kadar manganın 10 cildi yayınlandı, halen devam ediyor. Lakin Cocoa Fujiwara, manganın 2014'te biteceğini duyurdu. Miketsukami'yi artık göremeyecek olmanın verdiği hüzünü anlatmam imkansız.

Animesi ise 12 bölümden oluşuyor ve manganın sadece ilk 3 cildindeki olayları çok çok az değiştirilmiş olarak aktarıyor. 


Mangasını okurken, 4. cildin son bölümünde (ki ağladığım sayfayı hemen üste koydum) hüngür hüngür ağladım. Hatta okumaya devam etmeyecektim de ileriki sayfalara gidip bakınca aradığımı gördüm ve devam ettim. Bilmiyorum ama bence bir ölüm ancak bu kadar trajik olabilirdi. Benim içimde bir şey koptu resmen. İlk kez bir manga okurken böyle hissetmiştim, ne diyeyim Cocoa Fujiwara büyüksün.


Bir de mangada o kadar komik gelmiyor ama Kagero Shokiin, bence romantik konulu bir animede görebileceğiniz en komik karakter ahahah


Miketsukami'ye olan aşkımı anlatmaya kelimeler yetmez diye anlatmak istemiyorum. Kamisama Hajimemashita'daki Tomoe gelip durmuştu aklıma ama Miketsukami huy olarak daha tercih edilesi. Küçük halleri birbirlerinden şirin gerçi, o konuda bir ayrım yapamayacağım. 

Eğer izlemediyseniz animesini mutlaka izleyin, muhteşem bir romantik komedi. Daha sonra zaten merak edip mangasını okuyacaksınızdır. 

Mangasının yayınlanan bütün bölümleri için mangareader ve mangafoxtaki İngilizce bölümlere göz atabilirsiniz, Türkçe çevirisi içinse turkcrafta bakabilirsiniz lakin sadece 1 bölümü mevcut. Animesinin ise 12 bölümüne de Türkçe altyazılı olarak turkanimeden erişebilirsiniz.

İyi seyirler!

Mutlu Yıllar!



Bir yıl daha bitti ve bir yıl daha yaşlandık. 
Yeni animeler çıkacak diye hızla geçen zamana üzülmüyorum artık (:

Shingeki no Kyojin'i seçmemin sebebi de 2013'teki favori animem olması.

Umarım bu yeni yılda da güzel animeler, mangalar keşfeder de keyifle takip ederiz.

Bu yepyeni yılda birbirinden güzel anılar biriktirmeniz dileğiyle.